Düsseldorf’ta DHI Saç Ekimi: Avantajları Nelerdir?

“`html

Saç dökülmesi, birçok insan için özgüveni etkileyen bir durumdur. Günümüzde bu soruna çözüm sunan birçok modern teknoloji bulunur. Bu teknolojilerden biri de DHI, yani Doğrudan Saç Ekimi yöntemidir. Özellikle Almanya’nın tıp alanındaki merkezi olan Düsseldorf, bu alanda kaliteli hizmet sunan klinikleriyle öne çıkar. Saç ekimi düşünenler için Düsseldorf’ta DHI saç ekimi yönteminin avantajları oldukça fazladır. Bu yöntem, diğer tekniklere göre daha az invaziv olması, daha hızlı iyileşme süreci sunması ve doğal sonuçlar vermesiyle bilinir. Saç ekimi kararı, dikkatli bir araştırma gerektiren önemli bir adımdır. Doğru yöntemi ve doğru kliniği seçmek, elde edilecek sonucun kalitesini doğrudan etkiler. Bu yazıda, Düsseldorf’ta DHI saç ekimi yaptırmanın neden mantıklı bir seçenek olduğunu ve bu yöntemin sunduğu özel faydaları ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Amacımız, size bu süreç hakkında net ve anlaşılır bilgiler sunarak en doğru kararı vermenize yardımcı olmaktır.

Düsseldorf’ta DHI Saç Ekimi ile Tıraşsız İşlem Mümkün mü?

Saç ekimi denildiğinde birçok kişinin aklına ilk gelen şey, başın tamamen tıraş edilmesi gerekliliğidir. Bu durum, özellikle sosyal ve profesyonel hayatına ara vermek istemeyen kişiler için büyük bir endişe kaynağıdır. Geleneksel FUE yönteminde hem donör bölgenin (genellikle ense) hem de ekim yapılacak alıcı bölgenin tamamen tıraşlanması gerekir. Bu, operasyonun dışarıdan çok net bir şekilde belli olmasına neden olur ve iyileşme süreci tamamlanana kadar estetik olarak rahatsız edici bir görüntü yaratabilir. Ancak Düsseldorf’ta DHI saç ekimi yönteminin en büyük avantajlarından biri, tıraşsız işlem imkanı sunmasıdır. Bu özellik, DHI yöntemini diğer tekniklerden ayıran ve birçok hasta için tercih sebebi haline getiren önemli bir faktördür. Tıraşsız işlem, hastaların operasyon sonrasında günlük yaşamlarına çok daha hızlı ve konforlu bir şekilde dönmelerine olanak tanır. Bu, özellikle çalışan, sosyal çevresi geniş olan veya operasyon geçirdiğinin bilinmesini istemeyen bireyler için paha biçilmez bir avantajdır.

Bu içeriğimizi de görmek ister misiniz Düsseldorf’ta FUT Tekniği: Güncel Durum ve Alternatifler

Tıraşsız Saç Ekimi Nedir ve Nasıl Yapılır?

Tıraşsız DHI saç ekimi, adından da anlaşılacağı gibi, alıcı bölgenin tıraşlanmasına gerek kalmadan gerçekleştirilen bir prosedürdür. Bazı durumlarda, donör bölgede de sadece küçük bir alanın kısaltılması yeterli olabilir. Bu işlem, DHI tekniğinin temelini oluşturan Choi Implanter Pen adı verilen özel bir medikal kalem sayesinde mümkündür. Bu kalem, saç köklerini (greftleri) toplandıktan hemen sonra, herhangi bir kanal açma işlemi gerektirmeden doğrudan cilde yerleştirir. Geleneksel FUE tekniğinde ise önce alıcı bölgeye küçük kanallar açılır ve daha sonra toplanan greftler bu kanallara tek tek yerleştirilir. Kanal açma işlemi için bölgenin tamamen tıraşlanması gerekir. DHI’da ise Choi Pen, hem kanalı açar hem de grefti aynı anda yerleştirir. Bu sayede, mevcut saçların arasına kolayca ekim yapılabilir. Cerrah, kalemi kullanarak mevcut saçlara zarar vermeden, greftleri doğru açı ve yönde ekebilir. Bu durum, özellikle saçlarını uzatan erkekler ve saç dökülmesi yaşayan kadınlar için DHI yöntemini son derece cazip kılar. Mevcut saçlar, ekim yapılan bölgeyi kamufle ederek operasyonun ilk günlerinden itibaren neredeyse hiç belli olmamasını sağlar.

Sosyal Hayata Hızlı Dönüş Avantajı

Tıraşsız işlem olanağı, doğrudan sosyal hayata dönüş süresini etkiler. Başın tamamen tıraşlandığı bir operasyon sonrasında, kişinin saçları uzayana ve ekim bölgesi normal bir görünüme kavuşana kadar operasyon geçirdiği çok belirgin olur. Bu süreç haftalar, hatta aylar sürebilir. Birçok kişi bu dönemde şapka takmak veya sosyal ortamlardan uzak durmak zorunda kalabilir. Düsseldorf’ta DHI saç ekimi sayesinde bu sorun ortadan kalkar. Operasyon sonrası ekim yapılan bölge, mevcut uzun saçlar tarafından kolayca gizlenir. Donör bölgedeki küçük tıraşlı alan da yine üstteki uzun saçlarla kapatılabilir. Bu sayede hastalar, operasyondan sadece birkaç gün sonra işlerine, okullarına veya sosyal aktivitelerine geri dönebilirler. Kimse onların bir saç ekimi operasyonu geçirdiğini fark etmeyebilir. Bu psikolojik konfor, iyileşme sürecinin de daha pozitif geçmesine yardımcı olur. Kişinin kendine olan güveni sarsılmaz ve hayatına kaldığı yerden devam edebilir. Bu hızlı adaptasyon süreci, modern yaşamın temposuna ayak uydurmak zorunda olan bireyler için DHI yönteminin en pratik ve değerli avantajlarından biridir.

DHI Yönteminin Düsseldorf’taki Kliniklerde Sağladığı Yüksek Yoğunluk

Saç ekiminde hedeflenen en önemli sonuçlardan biri, ekilen saçların doğal ve yoğun bir görünüm sergilemesidir. Seyrek veya yapay görünen bir saç ekimi, hastanın beklentilerini karşılamaktan uzak kalır. DHI yöntemi, özellikle yüksek yoğunluklu sonuçlar elde etme konusunda diğer tekniklere göre belirgin bir üstünlük sunar. Düsseldorf gibi medikal teknolojinin en üst seviyede kullanıldığı bir şehirde, DHI uygulamaları bu avantajı daha da ileri taşır. Klinikler, en son teknolojiye sahip ekipmanlar ve bu tekniğe hakim uzman cerrahlarla çalışarak, santimetrekare başına maksimum greft sayısını yerleştirmeyi hedefler. Yüksek yoğunluk, sadece saçın daha dolgun görünmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda saç çizgisinin ve genel görünümün doğallığını da doğrudan etkiler. Başarılı bir saç ekimi, başkasının baktığında operasyon geçirildiğini anlamayacağı kadar doğal olmalıdır. İşte DHI’nin sağladığı hassasiyet ve kontrol, bu doğal ve yoğun sonuca ulaşmanın anahtarıdır.

Choi Pen Teknolojisi ile Maksimum Greft Sıklığı

DHI yönteminin yüksek yoğunluk sağlama kapasitesi, temel olarak Choi Implanter Pen kullanımına dayanır. Bu özel kalem, ucu içi boş bir iğneye sahip bir alettir. Donör bölgeden alınan her bir saç kökü, bu kalemin içine yerleştirilir. Cerrah daha sonra kalemi kullanarak saç kökünü doğrudan cilde, istenen açı, yön ve derinlikte enjekte eder. Bu süreçte, FUE tekniğinde olduğu gibi önceden kanal açılmasına gerek yoktur. Kanal açma ve ekim işleminin tek bir hamlede yapılması, doku travmasını en aza indirir ve daha da önemlisi, greftlerin birbirine çok daha yakın yerleştirilmesine olanak tanır. Geleneksel FUE yönteminde açılan kanallar arasında belirli bir mesafe bırakılması gerekirken, Choi Pen ile bu mesafe minimuma indirilebilir. Bu sayede santimetrekare başına çok daha fazla greft ekilebilir. Düsseldorf’taki tecrübeli cerrahlar, bu teknolojiyi kullanarak saçın doğal büyüme döngüsünü ve yönünü taklit eden, son derece sık ve yoğun bir ekim gerçekleştirebilirler. Bu, özellikle ön saç çizgisi gibi görünürlüğü yüksek alanlarda veya tepe bölgesindeki yoğun dökülmelerde fark yaratan bir özelliktir.

Doğal Saç Çizgisi Tasarımı ve Sonuçlar

Yüksek yoğunluk, doğal bir sonuç elde etmenin sadece bir parçasıdır. Diğer önemli parça ise ekilen saçların yönü ve açısıdır. Doğal saçlar, hiçbir zaman cilde 90 derece dik açıyla çıkmaz. Her bölgede farklı açılarla ve yönlerle büyürler. Başarılı bir saç ekiminin sırrı, bu doğal akışı birebir taklit edebilmektir. Choi Pen, cerraha her bir greft üzerinde tam kontrol imkanı verir. Cerrah, kalemin ucunu kullanarak her saç kökünü, çevresindeki orijinal saçların büyüme açısına ve yönüne mükemmel bir şekilde uyacak şekilde yerleştirebilir. Bu hassasiyet, özellikle saç çizgisinin tasarımında kritik bir rol oynar. Sert, düz bir çizgi yerine, doğal saç çizgisinde olduğu gibi hafif girintili çıkıntılı, yumuşak ve asimetrik bir hat oluşturulabilir. Düsseldorf’taki DHI uzmanları, estetik görüşlerini ve tecrübelerini kullanarak her hastanın yüz yapısına en uygun, kişiye özel saç çizgisi tasarımları yaparlar. Yüksek yoğunluk ve doğru açılandırmanın birleşimi, sonuçların son derece doğal görünmesini sağlar. Ekilen saçlar uzadığında, orijinal saçlardan ayırt edilemez hale gelir ve kişi saçlarını istediği gibi tarayabilir, şekillendirebilir.

Düsseldorf’ta DHI Saç Ekimi ile Daha Hızlı İyileşme Süreci

Her cerrahi işlemden sonra hastaların en çok merak ettiği konulardan biri iyileşme sürecinin ne kadar süreceği ve ne kadar konforlu geçeceğidir. Saç ekimi operasyonları da bir istisna değildir. Düsseldorf’ta DHI saç ekimi yönteminin popüler olmasının en önemli nedenlerinden biri, diğer yöntemlere kıyasla çok daha hızlı ve sorunsuz bir iyileşme süreci sunmasıdır. Bu avantaj, DHI tekniğinin minimal invaziv doğasından kaynaklanır. Ciltte daha az travma yaratılması, vücudun kendini onarma sürecini hızlandırır ve operasyon sonrası karşılaşılabilecek olumsuz etkileri en aza indirir. Hastalar, operasyon sonrası dönemi daha rahat geçirir ve normal hayatlarına daha kısa sürede dönebilirler. Hızlı iyileşme, sadece fiziksel konfor sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ekilen greftlerin sağlığı ve operasyonun nihai başarısı üzerinde de olumlu bir etkiye sahiptir. Daha az kanama, daha az ödem ve daha az kabuklanma, saç köklerinin yeni yerlerine daha sağlıklı bir şekilde tutunmasına yardımcı olur.

Minimal İnvaziv Teknik ve Etkileri

DHI yönteminin “minimal invaziv” olarak tanımlanmasının temel nedeni, kanal açma işlemini ortadan kaldırmasıdır. Geleneksel FUE tekniğinde, cerrah önce binlerce küçük kesik (kanal) açar ve daha sonra greftleri bu kanallara yerleştirir. Bu durum, kafa derisinde daha fazla kanamaya, şişliğe (ödem) ve operasyon sonrası kabuklanmaya neden olur. DHI tekniğinde ise Choi Pen, kanalı açtığı anda grefti de içine yerleştirir. Yani, her greft için sadece tek bir delme işlemi yapılır ve bu delik, greftin boyutuyla birebir uyumludur. Bu, çevre dokuya verilen zararı önemli ölçüde azaltır. Sonuç olarak, operasyon sırasında ve sonrasında kanama çok daha az olur. Kanamanın az olması, iyileşme sürecinde görülen kabuklanmanın da daha hafif ve daha kısa süreli olmasını sağlar. Ayrıca, doku travmasının azlığı, operasyon sonrası yüzde ve alında görülebilen ödem riskini de düşürür. Düsseldorf’taki klinikler, bu tekniği uygulayarak hastalarına daha konforlu bir post-operatif dönem sunmayı hedefler. Hastalar genellikle operasyondan sonraki günlerde çok daha az ağrı ve rahatsızlık hissederler.

İyileşme Döneminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Daha hızlı bir iyileşme süreci, hastanın operasyon sonrası bakım rutinini daha kolay takip etmesini sağlar. DHI sonrası iyileşme genellikle şu şekilde ilerler: İlk birkaç gün, ekim bölgesinde hafif bir kızarıklık ve minimal kabuklanma görülebilir. Ancak bu kabuklar, FUE’ye kıyasla çok daha küçüktür ve genellikle 7-10 gün içinde dökülür. Ödem ve şişlik riski daha az olduğu için hastalar genellikle ilk birkaç günden sonra normal görünümlerine kavuşurlar. Düsseldorf’taki klinikler, hastalarına detaylı post-operatif bakım talimatları sunar. Bu talimatlar genellikle özel losyonlar ve şampuanlarla yapılan nazik yıkama prosedürlerini içerir. Yıkama, kabukların daha hızlı temizlenmesine ve kafa derisinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. DHI’nin minimal invaziv doğası sayesinde, hastalar genellikle operasyondan 1-2 hafta sonra hafif egzersizlere başlayabilirler. Tam iyileşme ve sosyal hayata tam entegrasyon süresi, FUE yöntemine göre belirgin şekilde daha kısadır. Bu hızlı geri dönüş, hastaların hem fiziksel hem de zihinsel olarak süreci daha olumlu bir şekilde deneyimlemelerini sağlar ve operasyonun genel memnuniyetini artırır.

DHI Saç Ekimi Yönteminin Greft Kalitesini Korumadaki Rolü

Saç ekimi operasyonunun başarısı, en temelde ekilen saç köklerinin (greftlerin) ne kadarının hayatta kaldığına ve sağlıklı bir şekilde büyüdüğüne bağlıdır. Greft sağkalım oranı ne kadar yüksek olursa, sonuç o kadar yoğun ve başarılı olur. Bu nedenle, greftlerin donör bölgeden alınmasından alıcı bölgeye ekilmesine kadar geçen süreçte kalitelerinin korunması hayati önem taşır. Greftler, vücut dışında kaldıkları her an hassaslaşır ve hayatta kalma şansları azalır. Düsseldorf’ta DHI saç ekimi yönteminin en kritik avantajlarından biri, greftlerin kalitesini ve canlılığını en üst düzeyde korumasıdır. Bu yöntem, greftlerin vücut dışında geçirdiği süreyi minimuma indirerek ve onları dış etkenlerden koruyarak sağkalım oranını maksimize eder. Yüksek greft sağkalım oranı, daha az sayıda greftle daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir ve operasyonun genel verimliliğini artırır. Bu, DHI’yi özellikle greft kalitesine öncelik veren hastalar ve klinikler için ideal bir seçenek haline getirir.

Greftlerin Vücut Dışında Kalma Süresinin Azaltılması

Geleneksel FUE tekniğinde süreç genellikle iki ana aşamadan oluşur: önce gerekli sayıda greftin tamamı toplanır ve özel bir solüsyon içinde bekletilir. Ardından ikinci aşamada, bu greftler açılan kanallara tek tek ekilir. Bu süreçte, ilk toplanan greft ile son ekilen greft arasında saatler geçebilir. Greftler bu bekleme süresi boyunca dehidrasyon, oksijen eksikliği ve sıcaklık değişimleri gibi risklere maruz kalır. Bu da canlılıklarını yitirmelerine neden olabilir. DHI yönteminde ise bu süreç tamamen farklıdır. Greftler toplandıktan hemen sonra, birkaç dakika içinde Choi Pen’e yerleştirilir ve doğrudan alıcı bölgeye ekilir. “Toplama ve ekme” işlemi neredeyse eş zamanlı olarak ilerler. Bu sayede bir greftin vücut dışında kaldığı süre sadece birkaç dakikayla sınırlıdır. Bu kısa süre, greftin doku bütünlüğünün, neminin ve canlılığının korunmasını sağlar. Greftin kan dolaşımından ayrıldığı sürenin bu kadar kısa olması, yeni yerine ekildiğinde tutunma ve yeniden kan damarlarıyla bütünleşme şansını önemli ölçüde artırır. Bu biyolojik avantaj, DHI yönteminin %90-95 gibi çok yüksek greft sağkalım oranlarına ulaşmasının temel nedenidir.

Düsseldorf’taki Uzman Ekiplerin Önemi

DHI tekniği, sunduğu tüm avantajlara rağmen, uygulanması oldukça hassasiyet ve tecrübe gerektiren bir yöntemdir. Choi Pen’in doğru bir şekilde kullanılması, greftin kaleme yerleştirilirken veya cilde enjekte edilirken zarar görmemesi için büyük bir ustalık gerektirir. Kalemin açısı, derinliği ve uygulanan basınç, hem greftin sağlığı hem de sonucun doğallığı açısından kritiktir. İşte bu noktada, operasyonu gerçekleştiren ekibin deneyimi devreye girer. Düsseldorf, yüksek tıp standartları ve alanında uzmanlaşmış sağlık profesyonelleri ile tanınan bir şehirdir. Buradaki lider klinikler, DHI tekniği konusunda özel eğitim almış ve yüzlerce, hatta binlerce operasyon gerçekleştirmiş cerrahlar ve teknisyenlerle çalışır. Deneyimli bir ekip, her bir grefti nazikçe ve doğru teknikle ele alarak mekanik hasar riskini en aza indirir. Ayrıca, operasyonun hızını ve verimliliğini artırarak greftlerin vücut dışında kalma süresini daha da kısaltırlar. Dolayısıyla, Düsseldorf’ta bir DHI operasyonu tercih etmek, sadece ileri teknolojiye değil, aynı zamanda bu teknolojiyi en etkili şekilde kullanabilen uzman bir ekibin güvencesine de sahip olmak anlamına gelir. Bu da greft kalitesinin korunması ve nihai sonucun başarısı için en önemli garantilerden biridir.

Düsseldorf’ta DHI Saç Ekimi Maliyetleri ve Değer Analizi

Saç ekimi kararı alırken, maliyet genellikle en önemli faktörlerden biridir. DHI saç ekimi yönteminin, geleneksel FUE tekniğine göre genellikle daha yüksek bir maliyete sahip olduğu bilinmektedir. Bu fiyat farkı, bazı hastalar için caydırıcı olabilir. Ancak, Düsseldorf’ta DHI saç ekimi maliyetlerini değerlendirirken sadece rakamlara odaklanmak yerine, sunulan hizmetin değerini ve uzun vadeli faydalarını göz önünde bulundurmak daha doğru bir yaklaşımdır. DHI’nin daha pahalı olmasının altında yatan geçerli nedenler vardır. Bu nedenler, kullanılan teknoloji, gereken uzmanlık seviyesi ve operasyonun sunduğu avantajlarla doğrudan ilişkilidir. Fiyatı bir maliyet olarak değil, kişinin görünümüne ve özgüvenine yaptığı uzun vadeli bir yatırım olarak görmek, kararı daha sağlıklı bir zemine oturtur. Düsseldorf gibi yüksek yaşam ve hizmet standartlarına sahip bir şehirde yapılan bir DHI operasyonu, kalite, güvenlik ve memnuniyet açısından önemli bir güvence sunar. Bu nedenle, maliyet analizi yaparken fiyat-performans dengesini dikkatlice incelemek gerekir.

DHI Fiyatlarını Etkileyen Faktörler

DHI saç ekiminin FUE’den daha maliyetli olmasının birkaç temel nedeni vardır. İlk olarak, operasyonda kullanılan Choi Implanter Pen’ler genellikle tek kullanımlıktır ve her hasta için yeni bir set açılır. Bu, hem hijyen standartlarını en üst düzeye çıkarır hem de ekipman maliyetini artırır. İkinci olarak, DHI tekniği çok daha fazla emek ve konsantrasyon gerektirir. Her bir greftin tek tek kaleme yerleştirilmesi ve ardından cilde enjekte edilmesi, FUE’de olduğu gibi seri bir kanal açma ve ardından ekim işleminden daha uzun sürer. Bu nedenle, aynı sayıda greftin ekilmesi DHI ile daha fazla zaman alır. Bu da operasyon süresini ve dolayısıyla işçilik maliyetini artırır. Üçüncü ve en önemli faktör ise gereken uzmanlık seviyesidir. DHI, cerrahın ve ekibin bu tekniğe özel eğitim almış ve yüksek el becerisine sahip olmasını gerektirir. Bu seviyede uzmanlaşmış bir ekibin maliyeti doğal olarak daha yüksektir. Düsseldorf’taki kliniklerin fiyatları, ekilecek greft sayısı, kliniğin ünü, cerrahın tecrübesi ve sunulan ek hizmetler (konaklama, transfer, post-operatif bakım kitleri vb.) gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterecektir.

Uzun Vadeli Yatırım Olarak DHI Saç Ekimi

DHI’nin başlangıç maliyeti daha yüksek olsa da, uzun vadede daha ekonomik bir seçenek olabileceği savunulabilir. Bunun nedeni, DHI’nin sunduğu yüksek greft sağkalım oranıdır. Daha fazla greftin hayatta kalması, elde edilen sonucun daha yoğun ve tatmin edici olacağı anlamına gelir. Düşük kaliteli veya daha ucuz bir teknikle yapılan bir operasyonda greftlerin önemli bir kısmı tutmazsa, hasta sonuçtan memnun kalmayabilir ve ikinci bir düzeltme (revizyon) operasyonuna ihtiyaç duyabilir. İkinci bir operasyon, hem ek maliyet hem de ek zaman ve iyileşme süreci demektir. DHI ile ilk seferde başarılı ve yoğun bir sonuç elde etme olasılığı daha yüksektir. Bu da revizyon ihtiyacını ortadan kaldırarak uzun vadede toplam maliyeti düşürebilir. Ayrıca, tıraşsız işlem ve hızlı iyileşme gibi avantajlar, hastanın işinden ve sosyal hayatından daha az süre uzak kalmasını sağlar. Bu da dolaylı bir ekonomik kazanç olarak görülebilir. Sonuç olarak, Düsseldorf’ta DHI saç ekimine yapılan ödeme, sadece bir operasyon ücreti değil, aynı zamanda yüksek başarı oranına, doğal sonuçlara, konforlu bir sürece ve kalıcı memnuniyete yapılan bir yatırımdır.

Sıkça Sorulan Sorular

DHI saç ekimi acı verir mi?

DHI saç ekimi operasyonu lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Anestezi iğneleri yapılırken hafif bir sızlama hissedilebilir, ancak bu his birkaç dakika içinde geçer. Anestezi etkisini gösterdikten sonra, operasyonun hem alım hem de ekim aşamalarında herhangi bir acı veya ağrı hissedilmez. Düsseldorf’taki klinikler, hasta konforunu en üst düzeyde tutmak için gerekirse sedasyon gibi ek yöntemler de sunabilir. Operasyon sonrası dönemde ise genellikle hafif bir rahatsızlık veya baş ağrısı olabilir, ancak bu durum doktorun önereceği basit ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınabilir.

Düsseldorf’ta DHI operasyonu ne kadar sürer?

DHI operasyonunun süresi, ekilecek greft sayısına bağlı olarak değişiklik gösterir. DHI, FUE’ye göre daha titiz ve zaman alan bir işlem olduğu için genellikle daha uzun sürer. Ortalama bir DHI operasyonu, greft sayısına bağlı olarak 6 ila 9 saat arasında sürebilir. Bu süreye hazırlık, anestezi ve operasyon sonrası bilgilendirme de dahildir. Operasyon genellikle tek bir günde tamamlanır ve hastalar aynı gün taburcu olabilirler.

DHI ile ekilen saçlar ne zaman çıkmaya başlar?

Operasyondan sonraki ilk birkaç hafta içinde, ekilen saçların büyük bir kısmı “şok dökülme” adı verilen bir süreçle dökülür. Bu tamamen normal ve beklenen bir durumdur. Saç kökleri cilt altında güvendedir. Şok dökülmeden yaklaşık 2-3 ay sonra, yeni saçlar yavaş yavaş çıkmaya başlar. İlk çıkan saçlar ince ve zayıf olabilir, ancak zamanla kalınlaşır ve güç